Kayıtlar

Ağustos, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tüm Emekli-Sen Aliağa Şubesi 2016

Resim
  Linkler; http://www.aliagaekspres.com.tr/kultur-sanat/19/04/2016/izmirli-yazarlar-aliagada-okurlari-ile-bulustu/galeri/4 http://www.gazeterize.com/%C4%B0ZM%C4%B0R/izmirli-yazarlar-aliagada-okurlariyla-bulustu-h356908.html http://www.sanalbasin.com/izmirli-yazarlar-aliagada-okurlari-ile-bulustu-13672059 http://www.bursahaber.com/izmir/izmirli-yazarlar-aliagada-okurlariyla-bulustu-h623962.html http://www.milliyet.com.tr/izmirli-yazarlar-aliaga-da-okurlariyla-izmir-yerelhaber-1323405/

Yaşar Kemal Edebiyatı

Resim
Geçmiş zaman olur ki...

Nanay Nene

Resim
(Bu öykü bu sayıda yayınlanmıştır.) Ali Akgün’e… Hey gidi Nanay nenem hey! Sen ki ne kadar vicdanlıydın, düşmanına bile… Dayım da sana çekmiş derlerdi. O davranışın ne muhteşemdi öyle, bunlar böyle midir? Bu kadar yaşanandan sonra seninle kıyaslamak… Yetmiyor mu sözcükler, değil sen, ağayla bile… Ağa… Dayımın can düşmanı dayı… Ne biçim yapmıştın ama onu o gün. Dersini aldı mı? O kadar becerikli olsa zaten öncekiler yaşanmaz mıydı? Ne mi anlar iyilikten, kendini beğenmiş, nasipsiz… Hani, ne güzel olmuştu Nanay nene… O gün dayım ile ağa dağda karşılaştıklarında uzun atışmalardan sonra tutuşmuşlar kavgaya. Geldi ha, gitti ha, boğuşmuşlar epeyce. Sonunda ağayı yuvarlamış tepeden aşağıya. Kolunu, kaburga kemiklerini kırmış. Hak etmiş mi? Acıdan kıvranırken inleyişi, kan kusturdukları gibi değilmiş. Ne de olsa can tatlı… Nanay nenem köyde duymuştun olan biteni. Duyarda durur musun? Hemen yola revan olmuştun. Ne de olsa yörenin tek kırık çıkık ustasıydın, aksi hali yak

Çolak Cahit ve Sivas Delikanlıları

Resim
Çok yakın zamanda kansere yenik düşen dost canlısı Hürol abimin anısına sevgilerle... ÖNSÖZ Yaşlı bir adam, ulu bir çınar geçmişi düşünürken ne hisseder? Hele bu insan feleğin çemberinden geçmişse ne der soranlara? İçindeki çocuğumu arar, yoksa ömrünün son demlerinde başka türlü bir hayatın özlemiyle eski günlerini, nerede yanlış yaptığını ya da çok güzel bir hayat yaşadığını mı sorgular? Bu elbette derin, kimine göre yakıcı bir sorundur. Gönül rahatlığı ile, ‘Yaşadım erik ağaçları şahidimdir, yıldızlar şahidim’ diyen şair için bunun cevabı başka ise kahramanımız için daha değişiktir elbette. Sitemle karışık pişmanlık anlatan bir yaşamın özetidir sanki şu sözler: “Keşke Cahit Duman olarak kalsaydım, Çolak Cahit olmuşuz da ne olmuş, dipsiz ambar, boş külek!” Ardından savunma yapar gibi, “Ama bize kimse kalem uzatmadı, hep bıçak tutuşturdular elimize,” diye devam eden Çolak Cahit’in iç dünyasına yolculuğa davet ediyor yazar bizi... Bu bağlamda onun iç dünyasını ele v

2015 İzmir Kitap Fuarı

Resim
KESK Kültür Sanat Sendikasında TÜYAP ve İzmir Büyükşehir Belediyesini protesto hazırlıkları... Dönemin bazı ulusal, yerel gazete ve TV kanallarının da haberini verdiği, fuar önünde polis ablukası altında 16 kurumun imzası olan bildiriyi okuma ve fuar süresince dağıtma... Hazırlıkla  ile ilgili gazete haberi...  Büyük yayınevlerinin mali polisi üzerimize salmasına, zabıta tehdidine inat kitap standımız...   

Savunmayı Savunmak

Resim
 (Bu öykü bu sayıda yayınlanmıştır.) Senih (Özay) ağabeye… Etraf iyice karardı, sanki gecenin koynunda katman katman koyu bulutların ardından zoraki sızan yıldızların ışığı da sönmüştü, ay zaten yoktu. Uzaklarda, çok uzaklarda, ulaşılmaz derinliklerde güneşle son dansını mı yapıyordu? Başını zorla çevirdi karanlıktaki adam. Kim bilir kaç gündür kısılıp kalmıştı oracıkta. Kafası kapaktan taraftaydı, başaltındaki yastığı ayakkabıdandı, örtüsü ceketiydi. Günlerdir su yüzü görmemiş derisi, katran karası gömleğinin içinde nefes alamıyor, üşüyor, kaşınıyordu. Eklemleri paslanmıştı adeta. İki büklümdü. İster istemez cenin pozisyonu almasa oraya girmesine olanak yoktu. Gözlerini ayırdı, dikkatle bakıyordu, dünya ile ilişkisini sağlayan deliğe. Karanlık daha da arttı, artık hiç ışık sızmıyor, dingin bir sessizlik hüküm sürüyordu. Görünmez bir el dayanmıştı, nohut kadar deliğin önüne. Sonra lütfetti görünür dünyayı, kalktı yukarı doğru. O an gürültüyle birlikte titreşim hisse

Biyografi

Resim
1960 yılında Erzin’de doğdu, ilkokulu ve ortaokulu aynı yerde bitirdi. 1978’de Adana Motor Teknik Lisesinden, 1982 yılında Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okulundan (Gazi Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi) mezun oldu. Cunta yıllarında sakıncalı sayıldığı için mesleğine başlatılmadı, on yıl sonra mahkeme kararı ile dönmeye hak kazandıysa da başladığı gün istifa etti. Manevi tazminat davası açtı, kaybetti. Sakıncalı yıllarında mesleğinden başka pek çok iş denedi, uzun süre teknik çeviri ve katalog yazım işleriyle uğraştı. Emekli oldu. İlk öyküsü Berfin Bahar'da yayınlandı.  Daha sonra ö ykü ve makaleleri; ortak öykü kitaplarının yanı sıra Dünyanın Öyküsü, Güney Sanat, 14 Şubat Dünyanın Öyküsü, Çağdaş Yaşam, İzmir İzmir, Kültür-Sen Edebiyat İşliği, Kurşun Kalem, Gezite, Siyasol, Emeğin Sanatı, Pirtük ü Weje, Ekin Sanat, Yeşil Sol Gündem gibi çeşitli dergilerde ve internet sitelerinde yayınlandı.  Cinayetleri Gördük ve Solgun Yüz adlı romanları ile Adım Deniz, Adım Mahir, A