Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sigmund Freud

Resim
  [...] Hastalıkla, faşistlerle ve kendi sorunları ile boğuşurken Freud Amerika'daki ümitsiz bir anneden bir mektup alır, yazdığı yanıt Freud'un iç dünyasını, yardımseverliğini, ötekileştirilenlere bakışını vermesi açısından dikkat çekicidir, şöyle der: “Mektubunuzdan oğlunuzun bir eşcinsel olduğunu anlıyorum. Onun hakkında bilgi verirken bu sözcüğe değinmemeniz çok dikkatimi çekti. Bundan neden kaçındığınızı sorabilir miyim? Elbette eşcinsellik bir kazanım değildir ama utanılacak bir şey, kötü bir alışkanlık ya da aşağılık bir durum da değildir, bir hastalık olarak da nitelendirilemez; onu, cinsel gelişimin belli bir biçimde kesintiye uğramasıyla ortaya çıkan, cinsel işlevin bir çeşidi olarak kabul ederiz. Eski ya da çağdaş dönemlerin çok saygın bireylerinden pek çoğu eşcinseldir, aralarında çok ünlüler de vardır, Platon, Michelangelo, Leonardo da Vinci gibi. Eşcinselliği bir suç gibi cezalandırmak yalnızca haksızlık değil, aynı zamanda acımasızlıktır. Bana inanmıyorsanız Ha

STEPHEN HAWKING

Resim
  [...] Stephen Hawking hiçbir zaman sınıf ortalamasının üzerine çıkamadığını belirtir, böyle olsa da sınıfı parlak bir sınıftır. Öğrenciliğine dair çok sonra şöyle söyler: “Sınıf çalışmam çok düzensizdi ve el yazım öğretmenlerimi hayal kırıklığına uğratıyordu. Fakat sınıf arkadaşlarım bana 'Einstein' takma adını takmışlardı, belki onlar daha iyi bir şeyin işaretini görmüşlerdi. On iki yaşındayken arkadaşlarımdan birisi bir başkasıyla benim asla bir baltaya sap olamayacağım konusunda bir paket tatlısına iddiasına girdi. Bu iddianın sonuçlanıp sonuçlanmadığı­nı, sonuçlandıysa nasıl sonuçlandığını bilmiyorum.”  (Sayfa 17) [...] Cambridge Üniversitesinde 1962 yılında yüksek lisans öğrencisi olur, burada araştırma yapabileceği iki teorik fizik alanı düşünür; kozmoloji ve temel parçacık fiziği. Biri en büyük olan, diğeri ise en küçük olandır, önceliği kozmolojidir, diğeri ikinci planda kalır. Bunu o dönemde bilim insanlarının birçok yeni parçacık bulmasına bağlar, konuya ilişkin d

Mustafa Kemal Atatürk

Resim
  "Askerler! Karşınızdaki düşmanı yeneceğimize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Önce ben ileri gideyim. Size kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız."    (Sayfa 95) [...] "Rusya dahilinde bu milletin soysuz, herhalde sersem birtakım evlâtları oralarda da serseriliklerine devam etmişlerdir. İşte bu serseriler bir iş yapmak hülyasına kapılarak zahiren memleketimize ve milletimize nâfi olmak için Türkiye komünist fırkası diye bir fırka teşkil etmişlerdir ve bu fırkayı teşkil edenlerin başında da Mustafa Suphi ve emsali bulunmaktadır. Bunlar doğrudan doğruya bir hissi vatanperverane ile ve bir hissi hakiki milli ile değil, benim kanaatimce belki kendilerine para veren, kendilerini himaye eden ve bunlara ehemmiyet atfeden Moskova’daki prensip sahiplerine yaranmak için bir takım teşebbüsatı serseriyanede bulunmuşlardır. Bunların yaptıkları teşebbüs Rus bolşevizmini muhtelif kanallardan memleket dahiline sokmak olmuştur. Bu suretle memleketimize, m

STEVE JOBS

Resim
  […] Jobs çok kızar, ama elinden bir şey gelmez çünkü anlaşma süresi yakında dolmaktadır. Gates’i getirmelerini ister, Gates anlaşma taraftarıdır. Apple çalışanlarının çevrelediği bir odada Jobs ile Gates görüşür, Jobs ona bağırır. “Bize kazık atıyorsunuz. Size güvenmiştim ama şimdi bizden çalıyorsunuz.” “Meseleye başka açıdan da bakabiliriz Steve! Bence asıl durum şu: İkimizin de Xerox adlı zengin bir komşusu vardı; ben adamın televizyonunu çalmak için evine girdim, ama bir de baktım ki sen zaten çalmışsın.” Gates burada iki gün kalır, görüşmelerde Jobs’ı daha da kışkırtır, iki firmanın ilişkisi kurtlar sofrası gibidir. Gates Jobs’a Windows’un demosunu izletince Jobs ne diyeceğini bilemez, kabalaşır. En sonunda ağlamaklı olur, elindeki işi halletmesi için fırsat vermesini isteyince oldukça soğuk bir yanıt alır. “İnsanların duygusallaşması işime geliyor, o zaman daha duygusuz oluyorum.” Jobs kötü durumdadır, birlikte yürüyüş yaparlar, sonunda Jobs bir parça olsun rahatlar ve

Charles Bukowski

Resim
  Bukowski yazarlarla buluşmaz, onlardan uzak durur. […] Birde ben yazarım diyenlerden nefret eder, hamam böcekleri gibi her yerde onlar vardır. Bunların yerine bir tesisatçı ya da balık tutan biriyle konuşmanın daha iyi olduğunu söyler. Bu tür yazarları fahişe olarak tanımlar. Amerika’da yaşayan en iyi yazar ona göre Salinger’dir, Salinger kendisi için yazdığını söyleyenlerden biridir, bunu kutsallık olarak tanımlar. […] Bukowski çok satan kitaplara şüpheyle yaklaşır. Bu liste, edebiyat iktidarının merkezidir, sistem dışında durduğunu söyleyen biri olarak böylesi bir listeyi onaylamak o dönemin devlet başkanı Reagan’a oy vermek gibi bir şeydir. […] Bukowski toplumsal hayata cepheden muhalifmiş gibi görünse, ortadan bir dil tutturduğunu söylese de aslında son derece köşeli biridir ama çıkışsızdır, son tahlilde her yönüyle mevcuda hizmet eder: “Bütün ırmaklar yükselecek ama korkmayın her şey yerli yerinde, okullarda ellerinize cetveller vurulacak ve kurtlar mısırları kemirecek. […